Spor Eğitmenliği

A.PERSONAL COACH’UN TANIMI Tüm dünyada kısaca ‘’PC’’ veya ‘’PT’’ olarak bilinen (Personal Coach) ‘’ Özel veya kişisel antrenörlük’’ mesleğidir. Antrenörlük mesleğinin üst ihtisası olarak kabul edilir. Bir Personal Coach, kişinin sporsal yaşamı adına tüm planlamaları yapan ve uygulayan kişidir. Avrupa’nın birçok yerinde PC’leri resmi belgeli antrenörlerden seçerek çalışmak zorunda olan merkezler istihdam ettikleri bu kişilere ‘’CPC’’ (Certified Personal Coach) yani Türkçesi ‘’Sertifikalı Kişisel Antrenör’’ anlamına gelen kısaltmayı kullanırlar. Ülkemizde henüz var olan bu meslek grubu için herhangi bir özel statü veya hukuki çizginin belirlenmemiş olmasına karşın, gelişmiş ülkelerde PC’ler ile müşterileri arasında çıkan hukuki anlaşmazlıklara bakan özel avukatlar bile vardır. Ülkemizde henüz gelişen bu meslek grubunda ‘’Client’’ olarak tanımlanan ve PC hizmeti alan kişilere karşı yasal yükümlülüğe girmek istemeyen özel şirketler, kendi avukatları aracılığı ile gelişmiş ülkelerden kopyalanan ve ülkemize uyarlanan kontrat ve bir takım risk formlarını hayata geçirmişlerdir. B. PERSONAL COACH’UN ÇALIŞMA ŞEKİLLERİ Her ne kadar Personal Coaching mesleğinin aslı kendi branşında uzman spor hocalığı olsa da, bu iş de diğer işler açısından olduğu gibi arz ve talep meselesinden ibarettir. Gelişmiş ülkelerde spor merkezlerinin panolarında fotoğrafları ile sergilenen ve özellikleri belirtilen Personal Coachlar çalıştırdıkları clientler üzerinde bıraktıkları etkiler oranında rant sahibi olurlar. Burada iyi bir diksiyon, ikna kabiliyeti, güven uyandırma, mesleki konulara hakim olma gibi unsurların yanı sıra sosyal birey olabilmek de çok önemli bir rol oynar. Bir spor merkezinde çalışan PC ler iki gruba ayrılır: 1) Internal PC 2) External PC INTERNAL PC Internal PC, bir antrenörün hali hazırda istihdam edildiği yerde Personal Coach olarak da çalışması durumudur. Bu özel durum bazı etik ve yasal gerekliler doğurmaktadır bunlar: 1) Internal PC, Personal Coaching işini normal çalışma saatleri dışında ek iş olarak yapar. (Normal mesaisinde PC lik yapamaz) 2) Internal PC, Personal Training işi yapar iken çalıştığı yerdeki normal üniformasını kesinlikle giymemelidir. Eğer söz konusu işyerinde PC üniforması kullanılıyor ise PC üniformasını giymelidir. Eğer belirli bir üniforma yok ise her hangi bir spor kıyafeti üzerine PC kolluğu takmalıdır. (Bu kuralın var oluş nedeni diğer üyelerin PC işinin farklı bir meslek olduğunu anlamalarını sağlamalarının yanı sıra, gayri resmi özel antrenörlük yapmanın önüne geçmektir.) 3) Internal PC, istihdam edildiği yerde var olan iş sözleşmesine ek olarak yasal statü gereği ikinci bir sözleşme yapmak zorundadır. 4) Internal PC işi için alınan ücretin %60’ı antrenöre % 40’ı işyerine kalır. >>Önemli açıklama<< İşveren tarafından ilk bakışta kulağa pek hoş gelmeyen bu dağılım aslında fazlası ile adildir. Şöyle örnekleyelim : Diyelim ki X spor merkezinde PC hizmetinin saat ücreti 50 TL. PC işinin yapıldığı saatte antrenör normal de maaş almaz iken işveren zaten hali hazırda kendisine üyelik ücreti ödeyen üyesinden ek olarak 50 TLnin %40’ı olan 20 TLyi maliyetsiz bir şekilde brüt olarak kazanır. Bu sayede aldığı özel hizmet dolayısı ile memnuniyeti artan üyenin potansiyel üyelik süresi de artmış olur. Diğer yandan hali hazırda gün içerisinde 8 saat yasal mesaisini yapmış olan bir antrenörün fazladan yaptığı ek iş üzerinden 50 TLnin %60’ı olan 30 TLyi brüt olarak kazanması her iki tarafı da dengeleyen adil bir iştir.